25 Haziran 2018 Pazartesi

Çocuklarda yaşlara göre cinsel gelişim evreleri ve cinsel eğitimde dikkat edilmesi gerekenler

Ä°lgili resim
Çocukların cinsel gelişim sürecinde aileler birçok zaman ne yapacaklarını bilemez, kimi zaman da paniğe kapılır. Oysa bu hassas konuda ailelere şen, farklı dönemlere ayrılan cinsel gelişim süreci hakkında doğru bilgilenmek ve sakin olmak...
Hepimiz cinsel kimliğimizle birlikte doğuyoruz. Hepimizin erotik dürtüleri var ve bu dürtüler yaşam boyu devam ediyor. Ancak cinselliğin temellerinin ne zaman atıldığına bakıldığında çocukluğa kadar inmek gerekiyor. Doğumla başlayıp, ergenlik dönemi ile tamamlanan bu süreç içerisinde ebeveynlerin bilgilendirmeleri ve yaklaşımları çok önem taşıyor. Peki çocukların hangi yaş dönemlerindeki hangi davranışlarına karşın nasıl bir tutum takınmak gerekiyor? Pek çok kişinin korku, tedirginlik ve kararsızlıklarının temelinde bilgisizliğin yattığını söyleyen Acıbadem Hastanesi Kadıköy Çocuk ve Ergen Psikiyatristi Dr. Zerrin Topçu bebeklik döneminden ergenliğin tamamlanmasına kadar sürede çocuklarda cinsellik konusunda bilinmesi gerekenleri anlattı. 
Asıl cinsel gelişim dönemi 2,5-6 yaş arası okul öncesi dönemde gözleniyor. Erkek ve kız çocuklarda merakla birlikte sorgulamalar gözleniyor. Örneğin kızlar neden kendilerinde penis, çocukların söylemiyle "pipi"sinin olmadığını annelerine sormaya başlıyor. Cinselliği yavaş yavaş keşfetme çabası içinde olan çocuklar birbirlerinin cinsel organlarını merak ediyor ve bakıyor. Cinsellikle ilgili düşünsel içerik bu dönemde oluşuyor. 
Aynı dönemde anne ve babaya ilgi de oluşuyor. Kız çocuğu babaya yakınlaşırken anneyi kendine rakip olarak görüyor ve erkek çocuk da tam tersine anneye yakınlaşıyor ve babayı rakip olarak görüyor. Çocukların bu dönemde anne ve babalarına "benimle evlenir misin" sorusunu çok sık sorduğu gözleniyor. Aslında cinselliğin de en rahat ve açık yaşandığı yaş 3-6 yaş arasında oluyor, merak edilen her konu rahatlıkla dile getirilebiliyor. 
Dr. Zerrin Topçu, tüm bu yaşananların çok doğal bir süreç olduğunun altını çizerek şunları söylüyor: "Bu dönemi hemen her çocuk yaşıyor. Yaşamayanlar ise bastırılmış olan çocuklar oluyor. Ailelerin en fazla korktukları konu mastürbasyon oluyor. Aslında 6 yaşına kadar mastürbasyon davranışlarını normal olarak görebiliriz. Bunlar ancak sosyal ortamlarda da yapılmaya devam edildiği zaman endişe verici olabilir. Çocuk kendi odasında ya da yatağında mastürbasyon yapabilir. Bunu herhangi bir yerden ya da televizyondan öğrenmesi gerekmiyor, kendi kendine öğrenebiliyor."
3-6 yaş grubunda dikkat edilmesi gereken noktalar
3-6 yaş dönemi dürtüler ve cinsel merakta artış yaşanıyor, çocuk kendini ve karşı cinsi keşfetmeye başlıyor. Dolayısıyla bu dönemde mastürbasyon ve cinsel içerikli sorular yoğunlaşıyor. Ailelerin bu dönemde dikkat etmesi gereken normal dışı hareketler konusunda Dr. Topçu, şu bilgileri aktarıyor:"Diyelim ki erkek çocuk kız gibi davranış gösteriyorsa, örneğin otomobillere değil de bebeklere ilgi gösteriyorsa, erkek yaşıtlarına daha az yaklaşıyorsa ve annesine daha yakın duruyorsa… Kızlar da kız arkadaşları yerine erkeklere daha yakın duruyor, erkek aktivitelerine yakın duruyorsa, cinsel özdeşim açısından bir anormallik söz konusu ve dikkat edilmesi gerekir. Çünkü cinsel özdeşim problemi olan çocukların bir kısmı ailenin güdülenmesiyle ortaya çıkıyor. Örneğin aile kızlarının erkek olmasını çok arzulamıştır ve bu nedenle ona erkek oyuncakları alır. Erkek gibi davranır, erkeklerin daha yaygın olduğu sporlara gönderir. Ailenin davranış şekillerine bakıldığında bu fark edilebilir. Ama bir kısmında ise hiçbir şey görülemez. İşte bu grupta olan çocuklar cinsel özdeşim probleminin kalıcı olabileceğine dair işaret verir." 
Erotizmin çekirdeklerinin atıldığı bu dönemde ailelerin öncelikle çocuklarıyla fiziksel mesafelerini korumaları gerekiyor. Bu ne demek? Özellikle 3 yaşından itibaren ebeveynler ve çocukları aynı odada ve aynı yatakta uyumamaya özen göstermeleri gerekiyor. Dr. Topçu, bunu iki farklı açıdan ele alarak anlatıyor. Birinci nokta çocuğun bağımsızlığının desteklenmesi açısından önem taşıyor. Çünkü bu dönemde çocuk birey ve karşı cins birey olma çabası içerisinde oluyor. Anne ve babanın yanında yatma isteği çocukların kafasındaki karmaşayı artırabiliyor. Çocuk bu dönemi tamamlarken anne ve babasıyla evlenemeyeceğini anlıyor. Ama diğer türlü çocuk 6 yaşına geldiğinde hala anne veya babasıyla yatıyorsa kafası karışıyor. Ödipal dönem olarak tanımlanan bu dönemin çatışmasının uzamasına neden oluyor. Aynı dönemde çocuklarla banyoya çıplak girmekte başka bir sakıncalı davranış olarak gösteriliyor. Çünkü çocuklar bu dönemde erojen dürtülere açık olduğundan ebeveynlerin çocuklarıyla banyodayken giyinik olmalarına özen göstermeleri gerekiyor. 
Çocukların davranışlardan hangilerin normal olarak algılanmalı? Bu konu belki ki ailelerin en merak ettiği noktaların başında geliyor. Dr. Topçu’nun verdiği bilgiye göre, çocukların anne veya babasına "seninle evlenmek istiyorum" demeleri çok normal ama çocuklara doğruyu söylemek gerekiyor. Anne ve baba realiteyi temsil ettiği için gereksiz ve yanlış yanıtlar yerine çocuğu incitmeden mantıklı yanıtlar vermek karmaşayı atlatmasına yardımcı oluyor 


Bir başka önemli ayrıntı ise anne ve babanın çocuklara hitap şekli. Dr. Topçu’nun anlattığına göre anne ve babalar hiçbir zaman çocuklarına eşlerine olduğu –sevgilim, aşkım- gibi hitap etmemeleri gerekiyor. Çocuğun içinde bulunduğu 0-5 yaş dönemi kişiliğin temellerinin atıldığı dönem. 0-1 yaş dönemi daha çok bağımlılığın olduğu dönem. Eğer bu dönemde karmaşa olursa bağımlılık artabiliyor. 3 yaşından sonra ise, "ben, erkek veya kadın birey olarak yaşayacağım"ın temelleri atılıyor. Dolayısıyla bu dönemde mümkün olduğunca realiteye yaklaştırmak gerekiyor. Ama bunu kırmadan ve destekleyerek yapmak önemli. 
Bu dönemde çocukların onlara göre "sevgilisi" olabilir ki Dr. Topçu, bunun da çok normal ve olumlu bir davranış olduğunu belirterek şunları anlatıyor:"Bu sevgili sayesinde artık çocuk anne ve babasına olan bağımlılığından da kurtulmuş oluyor. Cinsel aktarım anne ve babadan farklı bir yöne kaymış oluyor. Bu çocuk için karmaşanın çözümlenmeye başlanması anlamına da geliyor. Anne ve babaların durumun üzerine gitmesi, aile tarafından majör bir konu olarak sunulması da doğru değil. Çocuk kendi haline bırakılarak istediği zaman anlattığında dinlenilmeli."
6-12 yaş, okul çağı
Bu dönemde cinsel dürtüler bastırılmaya başlıyor. Anne ve babalarına çok fazla bahsetmeleri de beklenmiyor. Gizil çağ olarak tanımlanan bu dönem ortalama 12 yaşına kadar devam ediyor. Saldırgan ve cinsel dürtülerini tamamen bastırma duygusuna giriyor. Gizil dönemde çocuklar için başarılı olmak, okulda iyi not almak ve arkadaşlarıyla olan ilişkileri önem kazanıyor. 
Dr. Topçu, çocuklarda hala anne ya da babayla evlenmek isteme ya da küçük yaşlardaki fanteziler devam ederse bir sorunun varlığından şüphe edilebileceğini söylüyor. Çünkü bu tutum çocuğun içinde bulunduğu karmaşayı çözümleyememesi ve bir sonraki aşamaya geçememesi anlamına geliyor. Bu dönemde, bir önceki dönemde olduğu gibi örneğin mastürbasyonu ortalık yerde yapma gibi bir durum söz konusuysa bir uzmandan destek alınması gerekiyor. 
12 yaş üstü, ergenlik dönemi
Bütün dürtüler ergenlikle birlikte adeta tekrar ayağa kalkıyor. Bazı tanımlarda, ergenliğin sonunda "bireyselliğin tamamlandığı" belirtilse de ortalama ergenliğin tamamlanması 20 yaş ve üstü olarak ifade ediliyor. Bu dönemde çocuklarda hormonsal değişimler yaşanıyor. Çocuklar artık ailelerine cinsellik konusunda soru sormamaya başlıyor. Bu dönemin başlangıcında kız çocuklarına özellikle annenin adet düzeni döngüsünü nedenleriyle birlikte anlatması önem taşıyor. Ayrıca çocuğun vücudundaki olacak değişimler konusunda yine kız çocuğu için annenin, erkekler için de babaların bilgi vermesi uygun görülüyor. 
Ergen uzaklaşırken aile de onun içine daha fazla girmek istiyor. Bu durumda aile ve çocuk arasındaki çatışma da artıyor. Ergenlik döneminde ailelere çocuklarıyla olan bu mesafeyi korumalarını tavsiye eden Dr. Zerrin Topçu, şunları anlatıyor: "Yani çocukların içinde bulundukları karmaşayı atlatabilmeleri için ayrı bir hayat, ayrı bir oda ve ayrı arkadaşlarının olması önemli. Ailelerine karşı zaman zaman protestolarının olması ve zaman zaman onları beğenmemeleri çok doğal. Arkadaş gruplarına dahil olması kendi kişiliğinin oluşması için gerekli. Çünkü o ana kadar aile içindeyken artık bir gruba dahil olmak isteği oluşuyor. Aynı dönem içinde yaşanan ilk aşklar ise kişiliğinin oluşmasında etkili oluyor, tam tersine olmaması bir anormalliktir. İlk aşklarda geçicilikler olabilir ve aile bunlardan endişe duyabilir. Yapacakları tek şey, eğer çocuk isterse, onu dinlemeleridir.
Ancak ergene olan yaklaşımlar belli kurallar içinde olmalı. Örneğin eve giriş çıkış kuralları çocuklukta ve ergenlikte de mutlaka belirlenmeli. Bu noktada arkadaş grupları ya da sevgilileri konusunda eleştiri yapılmamalı. Ancak tüm bunlar sırasında ebeveyn olunduğu unutmamalı. Ergenlik döneminde ebeveynler kendi ergenliklerini hatırlıyor ve yaptıkları hataları görmeye dayanamıyor. Ergenlikteki bu mesafeli ama sıcak ilişki hem ergen için rahatlatıcı oluyor, hem de karmaşayı artırmıyor. Ödipal döneminin karmaşası ergenlikte devam ediyor ama bu kez vücutlar değişiyor, kadın ve erkek olarak çatışma farklı bir boyutta sürüyor."
Çocuğunuzun arkadaşa değil ebeveyne ihtiyacı var
Ailelerin bu dönemde yapacakları en önemli şey ergeni dinlemek ve onun bazı görevlerinin de olduğunu hatırlatmaktır. Ebeveynler için aslında zor bir dönem. Dikkat edilmesi gereken bir başka nokta ise özellikle son yıllarda daha çok gözlemlenen "ben çocuğumla arkadaş gibiyim" şeklindeki yaklaşımın doğru olmadığına işaret eden Dr. Topçu, 
"Çocukların bu dönemde zaten birçok arkadaşı vardır. Bu yüzden onların arkadaşa değil ebeveyne ihtiyacı olduğu unutulmadan onların arkadaşı yerine ebeveyni olun. Onun bir erişkin olmadığı, yaptıklarını onaylayacak bir otoriteye ihtiyacı olduğu unutulmamalı" diye konuşuyor. 
Ergenlik döneminde çocuk içinde bulunduğu karmaşadan kurtulamıyorsa mutlaka uzman desteği alınması gerektiğini hatırlatan Dr. Topçu sözlerine şöyle devam ediyor: "Örneğin ergen kendisini odasına kapatmış ve çıkmıyorsa, ailesiyle hiçbir şey paylaşmıyor, okuldan kaçıyorsa, derslerinde düşüklük oluyor ve arkadaş ilişkilerinde de belirgin bir bozukluk oluyorsa psikiyatrik destek alınmasında fayda var. Bezen öyle oluyor ki ergen psikolog ya da psikyatristi de bir otorite olarak görür ve onlarla da hemen ilişkiye girmek istemeyebilir. Böyle bir durumda ailenin destek alarak danışmanlık alması da uygun. Bazen anne ve babada da hata olabiliyor onların değiştirilmesi sonucunda bir süre sonra ergen kendiliğinden hekime gidebilir."
Dr. Zerrin Topçu’nun aktardığına göre ergenlik döneminde ailelerin yapması gereken en önemli şey çocuklarıyla iletişim kurmak. Davranışlarını yasaklamaktansa onaylamadıklarını belirtmek çok daha uygun oluyor ve çocuklarıyla sağlıklı ilişki kurmuş olunuyor. Örneğin, kız çocuklarında aslında cinselliğin bir parçası olan abartılı makyaj ve kıyafetlerin yasaklanmasındansa onaylanmadığının söylenip tercihin ergene bırakılması gerekiyor. Aslında bir anlamda bu da bir yasaklama. Ama çok somut bir yasak söz konusu olmadığı için doğru bir davranış şekli olarak gösteriliyor.
Ergenlik çağındaki çocukların içinde bulundukları karmaşayı atlatabilmeleri için ayrı bir hayat, ayrı bir oda ve ayrı arkadaşlara ihtiyaçları var. Aynı dönem yaşanan ilk aşklar ise kişiliğin oluşmasına yardımcı oluyor. Bu konuda ailelerin müdahalesi doğru değil, yapılacak şey eğer çocuk konuşmak isterse onu dinlemek....
Dr. Topçu, çocuklarınızın arkadaşı değil ebeveyni olun diyerek anne-babaları bu konuda uyarıyor.
Abartılı makyaj ve kıyafetin yasaklanmasındansa onaylanmadığının söylenmesi ve tercihin ergene bırakılması gerekiyor 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder