30 Haziran 2018 Cumartesi

Dünyanın en büyük yatları


AVIVA
Gros ton açısından benzer uzunluktaki diğer yatlardan önemli ölçüde büyük olan Aviva oldukça hacimli bir tekne. Andrew Langton’un söylediğine göre tekne bu büyüklüğü gizlemek için akıllıca tasarlandı. Mavi gövdesi denizi, parlak gümüş üst güverteyse gökyüzünü yansıtıyor ki bu da çizgilerin zarif ve mimari görünmesini sağlıyor. Langton burası için içinin çevresinde epey gizlilik olmasına rağmen ana ve üst güvertelerdeki 2,60 metrelik yüksek tavanlarıyla, ‘mağara gibi’ tanımını kullanıyor.


ARETI
Yatın tasarım sürecinde arka plandaki fikre gelirsek, yat sahibi eski bir olimpiyat bisikletçisi. Şu anda da profesyonel bir bisiklet takımının sponsoru ve takıma yatta da antrenman yaptırıyor. Aynı isimli bir önceki yatı tüm takımı ağırlamak için yeteri kadar rahat değilmiş ancak bu yeni Areti, çok daha fazla odaya ve sporcuların rahatlamaları için çok daha fazla imkana sahip. Nasıl imkanlar derseniz büyük bir buhar odası ve sauna, 12 kişilik oturma kapasitesine sahip spa pool ve sekiz dereceye kadar soğutulan küçük bir havuz.


BLACK PEARL
Nasıl ki Sailing Yacht A, yelken destekli motor yat olarak tanımlanıyorsa, Black Pearl de dünyanın en büyük yelkenli yatı olarak biliniyor. Yolculuklarının çoğunu yelkenleri fora olarak yapması ve yelkenlerinde bulunan güneş panelleri ve dönen pervaneleri sayesinde elektrik üreterek, hiçbir yakıt kullanmadan okyanusları aşması bekleniyor.


SAILING YACHT A
Bir Philippe Starck tasarımı! Yelken destekli bir motor yat olarak tanımlansa da hem uzunluk hem de gros ton açısından dünyadaki diğer tüm yelkenlilerden daha büyük. Ayrıca müşterinin isteğine göre ayarlanmış dizel elektrikli itici güç sistemine sahip ki bu özelliği ona 16 knot’luk bir seyir hızının yanı sıra en yüksek sürat limiti olan 21 knot’luk bir hız kazandırıyor. Farklı asansörlerle birbirine bağlı sekiz güvertesi ve serbestçe hareket edebilen sarmal merdivenleri var. Tüm bunların yanı sıra 20 ziyaretçi ve 54 kişilik mürettebatı ağırlayabilecek kapasiteye sahip.


AL LUSAIL
Öncesinde Project Jüpiter olarak bilinen yatın detayları hala gizemini koruyor. Marc&White’ın imzasının bulunduğu yatta, yüzme havuzu, sinema, helikopter pisti ve güzellik salonu bulunuyor. H2 Yat Design’dan Jonny Horsfield, yan güvertelerdeki merkez balkonların, ölü koridor efektini yok ederek, yatın merkezini ferah göstermek için tasarlandığını söylüyor. Yatın zamansız, çağdaş bir iç tasarımı var. Al Lusail’in Katar’ın yeni şehirlerinden Lusail’e bağlanması düşünülüyor. Ayrıca Alman tersane Lürssen’in Top 101’e giren üç yatından biri.


FAITH
Öncesinde Project Vertigo olarak bilinen Faith’in, 18 kişilik misafir ve 32 kişilik mürettebat kapasitesi olacağı düşünülüyor. Yat sahibinin kamarasının 180 derecelik manzarası ve çift kişilik yatağın üzerinde üç metrelik skylight var. Büyük salon kireçtaşından ve kuvars şömineyle ikiye bölünmüş. Şelalesi olan 2.5 metre derinliğindeki yüzme havuzunun alt yüzeyi camdan. 66 milimetre kalınlığındaki bu alt yüzey alt kattaki beach club’ın tavanını oluşturuyor. Ayrıca üst güvertede pizza fırını, gym ve spa bulunuyor.


BARBARA
Dış görünümündeki en ayırıcı özelliklerinden biri öne bakan iki pencerenin (köprü ve tekne sahibinin süiti) yanlarda birbiriyle kaynaşması. Bu, mümkün olduğu kadar yüksek tavanlı ve aydınlık bir ofis isteyen tekne sahibinin ricasıymış. Tekne sahibinin süitine ek olarak, Barbara’nın altı misafir kamarası var ki bunlardan biri, içindeki ayrı oturma grubuyla geniş bir VIP alana dönüşebiliyor. Ayrıca üst güvertesinde tam donanımlı spor salonu, açık hava sinemasına dönüşebilen helikopter pisti, yemek salonundan bar ve büyük bir akvaryumla ayrılan ve dans pistine dönüşebilen bir ana salonu var.
U116
Yat, Kleven’ın Yeni Zelandalı Graeme Hart için inşa ettiği ikinci yat. İnşa edilen diğer yat,  Ulysses’ten 8,75 metre daha uzun ve yaklaşık 1000GT daha büyük. Tekne sahibi, kabinin, oturma salonunun, ofisin, stüdyonun, aile oturma salonunun yer aldığı oldukça geniş bir güverteye sahip. Ayrıca ana güvertede 10 adet misafir kabini yer alıyor. Bunların yanı sıra sineması, üst katta salonu, tilt oyunu, yüzme havuzu, ve SPA’sı bulunuyor. Hart, tüm bunların lüks yatlarda mutlaka bulunması gereken çok önemli özellikler olduğunu belirtirken, bu imkanların U116’da rahat bir hareket alanı içinde yer aldığını eklemeyi unutmuyor.

JUBILEE
Hollanda’da inşa edilen en büyük süper yat. Igor Lobanov’un imzasının bulunduğu yatın en ayırıcı özelliği, dört tane dış güvertenin arasına serpiştirilen ve onu olduğundan daha uzun gösteren, üç tane false deck’inin olması. Bunlar mat camın, tik güvertenin ve aynı etkiyi geceleri de devam ettirmek için LED ışıklandırmanın kullanıldığı alanlar. Lobanov’a göre Jubilee’nin kullanılabilir güverte alanı, Orta Doğulu müşteriler için yapılan yatlardakilerden daha büyük.
AMADEA
Daha önce Project Mistral olarak bilinen Amadea, gizli tutulan bir diğer yat. Yat filosuna sahip olan tecrübeli biri için inşa edildiği ve Orta Doğu’da yerleşik olacağı düşünülüyor. Amadea’nın dört ton ağırlığında, sekiz parça dökümlü, albatros şeklinde dekoratif ve çelik bir direği var. Sahibi onu Coleridge’nin  “The Rime of the Ancient Mariner” şiirinde kast edilen büyüden korumak için albatrosun hayatını ölümsüzleştirmek istemiş. Yatın iç tasarımı TBC’ye, dış tasarımıysa Espen Qino’ya ait.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder