18 Haziran 2018 Pazartesi

Sürdürülebilir Tarım Uygulamaları Nelerdir?

Ä°lgili resim
İnsanların yerleşik hayata geçmesini sağlayan tarım, bu sayede toplumların ve devletlerin ortaya çıkmasını sağladı. Aynı zamanda bir geçim kaynağı olan tarım, gelişen teknoloji ile birlikte günümüzde şekil de değiştirdi.
20’nci yüzyıl tarım adına önemli değişikliklerin yapıldığı dönemdir. İlk yapay gübre amonyum nitrars karıştırılan tezek ile elde edildi. İlerleyen teknoloji tarımda kısa zamanda daha fazla mahsul elde edilmesini sağlarken bu sefer de işsizliğin artmasına neden oldu.
Ülke ekonomisi için önemli bir yere sahip olan tarıma, çoğu hükûmet tarafından birçok kaliteli gıda yatırımları yapılıyor. Lakin çoğu yapılan bu yatırım etkisiz ve doğa düşmanıdır. Yapay gübre ve makineleşme tarımdan elde edilen kaliteyi düşürüyor. 21’inci yüzyılda iklim değişikliği ve çevre sorunlarının farkındalığının artması ile birlikte tarımda makineleşme ve yapay gübre kullanımı düşürülmüştür.
Endüstriyel tarım:
Tarım alanları geniş arazilerde gerçekleşen, ticaret amacı ile yapılan tarımdır. 20’nci yüzyıldaki tarımsal kimyadaki gelişmeler, üretimi katladığı gibi insan gücüne oranını da düşürdü ve üretimde işsizliğe sebep oldu.
Endüstriyel tarıma karşı yapılan farklı uygulamalar sürdürülebilir tarım adı altında toplandı.

20. yüzyıl başlarında Sir Albert Howard tarafından ortaya konumuştur. Çevre zararlarına alternatif olarak geliştirilen organik tarım, temiz ve sağlıklıdır. Çevreye ve insanlığa zarar veren kimyasal gübre, ilaçlama gibi yöntemler yapılmaz. Ülkemizde organik tarım, sertifikasyon sürecine tabidir ve denetimden geçmektedir. İnsan sağlığına zararlı kabul edilmeyen ilaç uygulamaları mümkündür. Ülkemizde, organik tarım yapan bir çiftçi 5262 Sayılı Organik Tarım ve Kanunu ile ilgili yönetmelikler çerçevesinde Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın kontrol ve denetime tabidir.
IFOAM’ın (Uluslararası Organik Tarım Hareketleri Federasyonu) tanımına göre organik tarımın hedefi gelenek, yenilik ve bilimi birleştirerek paylaştığımız çevreye faydada bulunmak için adil ilişkilerle yaşamın içinde yer alan herkes için iyi bir hayat sağlamaktır.
Ekolojik kelimesi ile bir bağı olmaması sebebiyle ekolojik tarım ismi üzerinde tartışmalar var lakin “organik tarım” daha doğru bir kavram olduğu ifade ediliyor. Bir başka tartışma konusu ise organik tarımın endüstriyelleşmesi konusunda.
Permakültür:
1970’lerde, Bill Mollison’un özellikle sürdürülebilir tarım ile ilgili yaptığı araştırmalar ve uygulamalar sonucu ortaya çıktı. Permekültür, permament (kalıcı) ve agriculture (tarım) kelimelerden ortaya çıkarıldı.
Doğadaki insan yerleşimlerini, doğal ekosistemlerden örneklenen ziraat uygulamaları ve sürdürülebilirlik görüşüne göre uygulayan bir ekolojik tasarım anlayışıdır.(1) Yani, permakültür sadece sürdürülebilir tarım için yöntemler geliştirmez.
Hassas Uygulamalı Tarım:


Bilişim teknolojilerin tarım uygulamalarında kullanılmasıdır. ABD ve AB ülkeleri 90’lı yıllarda bu uygulamayı kullanmaya başlarken ülkemiz için yeni bir tarımsal yöntemdir. Hassas tarım; gelişen teknolojilerinin tarımsal üretimle bütünleştirilerek kullanılması çerçevesinde düşük maliyet, değişken girdi kullanımı, azami gelir hedefleyen, ve çevre koruma ilkelerini göz önünde tutan tarımsal uygulamalar bütünüdür. (2) Tarımsal girdi kullanımı azaltması açısından sürdürülebilir bir teknik gibi tanıtılmaktadır. (3)
İyi Tarım Uygulamaları:
İyi Tarım Uygulamaları (İTU) FAO tarafından, “tarımsal üretim sisteminin sosyal açıdan yaşanabilir, ekonomik açıdan karlı ve verimli, insan sağlığını koruyan, hayvan sağlık ve refahı ile çevreye önem veren bir hale getirmek için uygulanması gereken işlemler” olarak tanımlanmaktadır.(4) Yönetmeliği ve sertifikasyonu olan bu tarım yönteminde kimyasal girdiye belirli miktar da olsa izin veriliyor.
Geleneksel Tarım:
Geleneksel tarım sentetik kimyasallar, sulama sistemleri, enerji ile desteklenmekte olup doğal kaynaklardan yoksundur ve birim alandan yüksek verim hedeflenmektedir. Geleneksel tarımda her sorun tek tek ele alınmakta, entegre bir yaklaşımla çözümler üretilmemekte ve uzun yıllara yönelik bir planlama söz konusu değildir. (5)
Biyodinamik Tarım:
Sürdürülebilir tarım içinde ele alınan biyodinamik tarımın öncüsü Avusturyalı filozof Rudolf Steiner’in doğa ve insana dair holistik (bütünsel) ve sipiritüel (tinsel, duyu üstü) yaklaşımını esas alan dünya görüşünden kaynaklanan araştırmalarına dayanmaktadır. Esası tarımsal sistemin bir bütün olarak algılanmasına ve tarımsal girdilerin azaltılmasına dayanıyor. Farklı olarak astronomik takvimler üzerinden yapılan çalışmalara hayvanlar için bitkisel ilaçlar hazırlanması, toprağı beslemek için kozmik güçleri toprağa çekecek bazı özel karışımlar yapılması gibi çalışmaları da içeriyor. (6)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder